single-img-one

‘’Kökleri cehenneme kadar uzanmayan bir ağacın dalları, cennete yükselemez.’’

Ağacın kökleri derinlere iniyor, dalları göğe uzanıyor. Hikayeler başladıkları yerlerde bitiyor ve yeni tohumlarla dönüyorlar ait oldukları yere...

Ağaç yaşamak demek, ölümsüzlük demek, aile demek…
İnanışa göre; dünyanın tam ortasından yükselen bu ağacın kökleri yeraltına iner, dalları ise gökyüzüne yükselir ve dünyanın üç katmanını birbirine bağlar. Yeraltını, yeryüzünü ve gökyüzünü…
Böylece yaşam ağacı bitmek bilmeyen verimliliği ve mevsimsel değişimleriyle bolluğun ve yaşam döngüsünün sembolü olmuştur. Hikayeler gibi yaşamımız da başladığı yerde biter ve yeni tohumlarla geri dö­ner ait olduğu yere…
Kuzey Amerika Kızılderili mitolojisine göre; hamile bir ka­dın cennetteki hayat ağacının dalı­na çıkıyor ama dengesini kaybedip düşüyor ve kendini sonsuz denizde buluyor.Bir kaplumbağa kurtarı­yor onu. Kadın da düşerken elinde kalan dal parçasını ekiyor kaplumbağanın sırtına. Böylece dünya doğuyor…

Dünya ağacı, Bilgi ağacı, Yaşam ağacı hayal bile edilemeyecek büyüklükte hayatı sembolize eden neredeyse tüm halkların efsanelerinde yer edinmiş. Yaşam ağacından denize düşen kadının ve kaplumbağanın sırtından doğan dünyanın, yeraltı, yeryüzü ve gökyüzünün mucizevi efsanesinde olduğu gibi.
Hayat kendi meyvesinden tekrar tekrar doğan bir ağaçla değil de neyle simgelenecekti sonuçta…

Terapihane

DUYURULAR

Terapihane

HİZMETLERİMİZ

Terapihane

BLOG