4 Kadın 1 Masal
Masallar, “develer tellal iken, pireler berber iken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken” diye başlar. Bu dil, bizim bildiğimizden farklı bir gerçeklik alanına işaret eder. Burası bilinçaltının dilidir. Masallar bizi, bakmaya cesaret edemediğimiz gölgelerimizle yüzleştirir.
Her taraftan yoğun bir şekilde verilerin hızla yayıldığı dijital çağımızda dünyayı ve evreni anlama çabamız hikayeler, mitler ve masallarla bilince çıkar. Masallar bilinç dışımıza sembolik olarak, arketipsel olarak mesajlar gönderir. Carl Gustav Jung’un da dediği gibi “Dışa bakan düş kurar, içe bakan uyanır.”
Bu uyanış yolculuğunda zaman zaman yollarımız bazı insanlarla kesişir. Bazen bir arkadaş, bazen bir eşya, bir anı, bir rüya size mentorluk yapabilir. Hatta bir başkasının yolculuğunda siz de birinin uyanışına eşlik edebilirsiniz.
Biz üç kadın bu yolda karşılaştık, neden dördüncü de siz olmayasınız?
“Kurtlarla Koşan Kadınlar” kitabının yazarı Clarissa Pinkola Estés’in hikayeleri üzerinden ve elbette Jung’un derinlikli bakış açısı ile masalların dilini sizlere anlatmaya çalışacağız. İlk masalımız Andersen’in “Çirkin Ördek Yavrusu” masalı.
“Bulmaya en çok ihtiyaç duyacağın şey, bakmayı en az istediğin yerdedir.” - Carl Gustav Jung
Hadi birlikte bakalım.
İletişim ve kayıt: 0 530 775 17 55
Tarih: 24 Mart 2024 (Pazar)
Saat:21:00-23:00
Etkinlik zoom üzerinden yapılacaktır.